EL-MEZİD Fİ MUTTASILİ’L-ESANİD
“İsnadların ittisalinde
ziyadeleşen nesne” şeklinde manalandırılabilecek bu tabir ravinin yanlışlıkla
eklediği ravi ismiyle meydana gelen isnadla rivayet edilen hadise denir.
Açıklamak gerekirse ravinin kendisinden daha sika olan raviye muhalefeti üç çeşittir.
Bunlardan üçüncüsü bir ravinin kendisinden daha mutkin olarak bilinen bir diğer
ravi veya ravilerin zikretmediği bir raviyi isnad arasında yanlışlıkla ziyade
etmesi ile meydana gelir. İsnadında böyle aslına göre fazlalık hasıl olarak
rivayet edilen hadis'e el-Mezîd fi muttasıli'l-esânid adı verilir. Meselâ, Hz.
Peygamber (s:a.s).
“Kabirlere (doğru
dönerek) namaz kılmayınız. Kabirlerin üzerine de oturmayınız”
buyurmuştur. Bu hadis,
an Abdillah b.
el-Mubarek Haddesena Sufyan an Abdurrahman b. Yezid b. Cabir Kale semi'tu Busr
b. Ubeydullah Kale semi'tu Eba İdris (el-havlani) yekulu semi'tu Vasile b.
el-Eska yekulu semi'tu Mersed el-Ğani yekulu semi'tu'n-Nebi sallallahu aleyhi
ve sel
isnadıyla varid
olmuştur. Halbuki senedin aslında Sufyan ile Ebu İdris el-Havlâni yoktur. Ebu
İdris'in senede ilavesi Abdullah İbnu'l-Mubarek'in vehminden meydana gelmiştir.
Nitekim Ebu Hatim er-Râzi “Busr'un Ebu İdris'ten rivayeti çok olduğu için
İbnu'l- Mübarek burada yanılmış ve bu hadisi de ondan rivayet ettiğini zannetmiştir.”
der.
Tirmizî de aynı hataya
şöyle işaret eder. “Muhammed dediki: İbnu'l-Mubarek'in hadisi yanlıştır. O
hadiste İbnu'l-Mubarek hata ederek “an Ebi İdrîsi'l-Havlâni” lafzını isnada
ilave etmiştir. İsnad aslında “Busr'ubnu Ubeydillah - an Vasile” şeklindedir.
Abdurrahman b. Yezîd b. Cabir'den isnadında o ibare olmadığı halde bir kaç kişi
rivayet etmiştir.”
İsnada Sufyân'ın ilave
edilmesi ise Abdullah İbnu'l-Mubarek'ten sonra gelen ravilerden birinin vehmi
sonucu olduğuna hükmedilmiştir; zira pek çok sika ravi hadisi Sufyân'ın ismini
zikretmeksizin Abdullah İbnu'l-Mübarek İbn Câbir-Busr isnadiyle rivayet
etmişlerdir. Bu yüzden isnada Sufyân'ın eklenmesi İbnu'l-Mubarek'ten sonra
olmuş demektir.
İbn
Haceri'l-Askalânî'nin açıkladığına göre el-Mezîd fi Muttasıli'l-esânidin hükmü
şöyledir:
İsnaddaki bu ziyade
yüzünden hadise ta'n edebilmek için isnadda ziyade etmeyen sika ravi, ziyade
eden ravinin üst tarafındaki raviden hadis işittiğini tasrih etmiş olması
gerekir. Bu sika ravinin rivayeti şayet “an” gibi semaa delalet etmediği gibi
inkıta ihtimaline yol açan bir lafızla olmuşsa, ziyadeyi ihtiva eden rivayet
tercih edilir.
el-Hatîbu'l-Bağdâdî bu
konuda Temyîzu'l-Mezîd fi Muttasili'l-Esânîd isimli bir kitap yazmıştır.